19 Aralık 2008 Cuma

kör küfe

bozkırkurdu uzak diyardan bildirir,

sabahın körü, uyanmak ve gözlerini açmak arasındaki bağlantı hızı kalkmayı sağlıyor ya, orasıyla ilgili bir sorun var anladığım kadarıyla. yalnız kör vaktin insan bedeniyle eşleşemediği zamanlar var. sabah körlüğü daha doğrusu gecenin körlüğünü atarken kimi abiler kafadan iki saat daha kör kalmak istiyor. aslında onlar istemiyor, uykuyu götürme işlemi beyindeki bir kaç puşt ve geri kalan beden arasında bir savaş. türlü "ağırlık"lardan dolayı dinlenmeye ihtyaç duyan bünye, yat uyu derken e olm işimiz gücümüz var diyen haklı da olan diğer kıvrımlar işi karıştırıyor. bu da her iki tarafı da mutlu etmek isteyen insanların işi. fakat sevgili dostlarım hayatta böyle bir gayesi olmayan insan, mutluluğun tekil özne veya objelerle ilişkilendirdiği için, birden fazla mutluluk ağı kuramaz. bağlantı hızı, ağ falan derken bilişim teknolojilerine giriş yapmış olduk, bakın en azından şu anda onları memnun ediyoruz. bu tek taraflı yaşam biraz "hafifliğe" dayalı. nasıl ki;

ben uyuma ve uyumama arasında kalmışsam, ve bir kalkıp bir yatmamın ikisi arasında seçim yapamadığımın göstergesi olma olasılığı var. paylaştıkça çoğalan bir tat arıyoruz, her zaman belli etmesek de. fekat diğer abiler, memnun etme kriterleri bir ağa bağlı olmadığı için, her seferinde tek bir seçim yapıp ayrılıyorlar hadisenin içinden.her iki durumda da yataktan hemencecik fırlayan insanın belirli bir "hafifliğe" tabi olduğunu düşünmek yanlış olmaz. yine diğer şekilde yatakta debelenen insanların, memnuniyet ve çok kişili ağ kurma konusunda kendisi ile çok ciddi oyunlar oynadığı, ve bu çok yönlü iletişim ve ilişkilerin insanın sırtına belirli yükler verdiği gerçeği bu noktada akılcı durmaktadır.

mesela ikisini birden tatmin edemediğimiz çiftler? ruh ve beden belki, duygular ve mantık belki. bunun gibi, onun gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder