29 Nisan 2009 Çarşamba

Cemile




geçende hatuncağızla oturmuşuz, sapıkçana şeyler izliyoruz. dedim açsana ana haberler başladı, bi uğurdün dar, bi memedali birando söz konusu. ben haber izlemem dedi. kalakaldım öylece,
taksim meydanında.

3 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Hani fotoğraf siteleri vardır inceler misin bilmem...Bana göre bir çok çöp fotoğrafın altına insanlar "güzel" harika bir bakış açısı" "bravo tebrik ederim nefis bir fotoğraf" gibi boş yorumlar yaparlar. Boş diyorum çünkü bu tip yorumlar fotoğrafçıyı hiç bir yere taşımadığı gibi koftiden de bir koltuk altı şişkinliği yapar ki bu enfeksiyonun sonucunda fotoğrafçı denen kişi bir süre sonra yollarda "ben bir fotoğraf sanatçısıyım" diye gerine gerine yürümeye başlar. boynuna çaprazlama astığı digital makina da cabası... Bu şahsa agrandizör, röfley, tank, solarizasyon gibi terimler söylense durup bakar sana, hepsine fotoğraf harici bir sürü açıklama yapar... yine aynı sitelerde gerçekten çok başarılı olan fotoğrafların altında hiç yorum yapılmadığı görünür...Neyse konu nereden nereye geldi. (Uzun zamandır yorum yapmadığım nasıl belli değil mi?)
    senin yazılarının da makus talihi bu galiba..kimse iki çift kelam etmemiş... bu misyon benim olsun istiyorum...ben seni her okuduğumda daha çok yol kateddiğini görüyorum siboreta...Yani diyeceğim o ki son yazılarında (özellikle şubat-mart ayı) uyguladığın teknik sana çok yakıştı. okuyucuda merak uyandırırken içine de çekiyor. her seferinde elimde kağıt kalem olsun istiyorum devamını getirmek istiyorum...
    eskiden tik atıyordum okuduklarımın altına lakin o kısımla oynamışsın herhalde ki bulamıyorum onları şimdi...
    sevgiyle kal...

    YanıtlaSil
  3. semmyciğim,

    vaziyetimin ne kadar müşkül durumda olduğunu tarif etmekte her zaman zorluk çekmişimdir. cümlelerimde yüklem kullanmaktan kaçınmaya başladığım tarih, uzanarak bir şeyler izlemek ve uyumak gibi bir hayat gayesi edinmem arasında çok fazla birliktelik taşır.

    ben biraz da, fotoğrafı fotoğrafçı açısından da severim. yani çok alakasız gibi gelebilir. aslında, deklanşöre basan, basıp kaçmıştır değil mi? bana öyle gelmez. ben o gözü-gözleri deklanşöre basan parmakları düşünmedikçe, o fotoğraf fotoğraf değildir denim için.

    diğer yandan, dilim ile ilgili söylediklerin içimde sevinç kıpırtıları oluşturmuyor değil. fakat inanç kaybı yaşadığım söylenebilir bu konuda. bir ara yorumları kaldırmayı da düşündüm. sadece okunup geçilmek istiyorum ki! ne kadar fena düşünsene. yapmadım sonra.

    ben ise, o isteğe katkıda bulunduysam, çılgınca mutlu olur, karalamalara devam ederim.
    selam olsun.
    bitiremediklerimize de..

    YanıtlaSil