13 Mart 2011 Pazar

Rüya dışı





başım düşüyor sürekli zemine doğru. dizlerim dökülüyor kimi zaman. camlarda kıpırdayan araba farlarını izleyebiliyorum sadece. durgun bir su görüntüsünü. her şey duruyor. ben de kendi yerimde sayıyorum. her şey buzlukta gibi. coğrafyası, biyolojisi, edebiyatı, fiziği.. hepsi yerinde tek tek sayıyor.
dilimin arkasında berlin duvarı varmış gibi hissediyorum. duvarı aşıp, dilimin yokuşunu tırmanamıyor sözcükler. yazın giyilmek için kaldırılan kışlıklar gibi.

bir şeylere kızma isteği uyanıyorsa da hesaplanan dayanma gücü yok çevrede. belki de her şey normal. her şey yolunda. pantolonun üstünden.


beni uyandıran otomobilin gürültüsü olmuştu belki de farların ışığı, gözlerimi açtığımda noel ağacından sallanan ışığa boğulmuş bir oyuncağa benziyordum. o sırada yüzünü görmediğim bir adamın sen çok yalnız olmalısın dediğini duydum.*

bir önceki akşam olduğu gibi yine bir otobüsteydim ve yatağıma doğru gidiyordum döner tekerlek üstünde.

(*kaybedenler klubü, radyo kayıtları.)

1 yorum: