4 Haziran 2020 Perşembe

Küçük



Babaannelerin bilinen bilinmeyen bir çok mahlası var. Benim kendini “küçük babaanne” ilan eden bir babaannem oldu mesela. Kendisi gerçekten babaanne ünvanı alamayacağını tahmin ederek beni fahri torun ilan etmiştir. Ablası olan büyük babaannem varken de, kendisini “küçük” mahlası ile “küçük babaanne” ilan etmiş, ben de severek ona torunluk etmişimdir. Bayramlarda, seyranlarda ona gider zemine kadar pencere olan cadde üzerindeki evinde tatlılar yer, çaylar içer sohbet eder, ayağımın dibinde kaldırımda dolaşan insanları, yoldaki arabaları oyuncak gibi seyrederdim. Sanki bir deniz fenerindeymiş gibi her yeri görür ve kendimi korunaklı hissederdim. Bir de sesli gülüverirse salonda kuş cıvıltıları dolmuş gibi olurdu. Arada duvardaki japon harfli çerçeveye gözüm takılır kıtalararası dolaşırdım düşünce aleminde.


Babaannenin küçüğü olur mu diye siz sorana dek ben bu şansı yakalayalı yıllar olacak, hatırlarda Renkli durağında pencere dibinde oturan iki kişi olacak, sonra tek kalacak, son hep olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder