25 Mayıs 2009 Pazartesi

Arkasını gördüğün şey gerçek değildir.

dün yediğin bulgurlar, bugün gelir bağırsağını tırmalar. sabahtan kalma kızarmış ekmeklerin durumuna bakmak için mutfağa gittim. esasen her hangi bir yemek girişiminde bulunmak istemiyordum. yüz yıldır boşaltılmamış havuz suyu gibiyim. üzerimde bir sürü pislik denmeyecek doğa birikintisi, toz, özellikle yaprak var. sağı solu, köşe bucağı yokladıktan sonra soyundum. soyunuyorum sandım daha doğrusu. çünkü portmantonun aynasında biri soyunuyordu. ve bes belli ki bu ben değildim. mutfakta soyunmak her ne kadar güzel bir şey olsa da ben değildim. o kadar işte. kapıya doğru yürüdüm. aynadaki hala soyunmaya devam ediyordu, daha fazla bakmadım. doğruca banyoya yönelip şofbeni ve suyu açtım. içerisi yirmi altı saniyede buhar doldu. buharı banyoda kıstırıp odama geçtim. kompakt disk çalara bir kompakt disk koyup kanepeye uzandım. kapıyı aralık bırakmıştım. arada göz ucuyla dışarıya bakıyordum. fakat evin içinden geçen rüzgarın etkisiyle, cereyan yapan ortam, kapıyı çarpıp kapattı. allahtan cam kırılmadı. allahtan cam. allahtan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder